Sosyal Medya

Makale

Gannuşi ‘Laikleşelim’ mi diyor?

GannuÅŸi, Ä°slam, politika...” konusunda söylenecek çok ÅŸey olduÄŸunu ifade etmiÅŸtim ilk yazımda. Bugün bir boyutu daha irdeleyelim.

Genel algıda GannuÅŸi’nin “Ä°slamcı siyasi hareketin önderi” ve bir “Müslüman entelektüel” olarak, bugüne kadar devam ettirdiÄŸi bazı düşüncelerinden vazgeçtiÄŸi, yeni düşüncelere yöneldiÄŸi izlenimi var. Kendini tanımladığı “Müslüman demokrat” ifadesinin tam neyi kapsadığı anlaşılmamakla birlikte, “Cami ve siyaset”in ayrıştırılmasından, bir tür “Laik yorum” Ã§Ä±karıldığı gözleniyor.

Acaba bu mu?

“Ä°slami sistem arayışı” ile yola çıkan önderlerin “hayatın gerçekleri” ile karşılaşıldığında “laik dönüşümler” yaÅŸayacağına dair bir beklenti özellikle “LaikliÄŸin kaçınılmazlığına inanan” bir yerlerde hep var oldu. Bir çevrenin, son tartışma ile GannuÅŸi’den böyle bir model çıktığı düşüncesiyle pek memnun olduÄŸunu söylemek mümkün. GannuÅŸi bunu söyleyince de Ä°slam’ın, Müslümanların “islami bir düzen” arayışına son vereceÄŸi beklentisinin devreye girmesi kaçınılmaz.

Acaba bu mu?

Konuyu daha netleştirmek için şu soruları da sormak gerekir, diye düşünüyorum:

- Acaba GannuÅŸi, Ä°slam’ın hayatın tamamını düzenleyen ölçüler getirdiÄŸi düşüncesinden vaz mı geçmiÅŸtir?

- Acaba GannuÅŸi, bir Müslümanın hayatını düzenlerken Kur’an’a, Rasulullah’ın sünnetine ve bu ana kaynaklarda yer alan ölçülerin 14 asırlık süre içinde Ä°slam alimlerinin yorumları çerçevesinde ete kemiÄŸe bürünmüş boyutlarına bakma gereÄŸi duymayacağı kanaatine mi gelmiÅŸtir?

- Acaba GannuÅŸi, Ä°slam’ın mesela siyasi alana, mesela kamu düzenine iliÅŸkin ölçüler getirmediÄŸi ya da getirmiÅŸse bile bunların artık geçerliliÄŸini yitirdiÄŸi kanaatine mi ulaÅŸmıştır?

- Acaba GannuÅŸi, bir Müslüman toplumun, Ä°slam’ı daha iyi yaÅŸayacağı bir sistem yapılanmasının gerekliliÄŸine inanmamakta mıdır?

Ä°slam - Laiklik karşılaÅŸmasında bugüne kadar, Ä°slam’ın ve Müslümanın “DeÄŸiÅŸim” istikametinde zorlandığını biliyoruz. Türkiye realitesi önümüzde yaÅŸandı, yaÅŸanıyor. Laik sistem, Ä°slam’a “DeÄŸiÅŸ, toplum hayatını düzenleyen iddialarından vazgeç, o alanı ben, insan aklı ile düzenleyeceÄŸim” diyerek bir tür “Din reformu” dayatmasıyla geldi. Aynı ÅŸekilde laik sistem Müslümana “DeÄŸiÅŸ, kul ile Allah arasındaki iliÅŸki anlamında din ile baÄŸlantını sürdürebilirsin, ancak hukuk, siyaset, ekonomi vs. tüm kamu alanlarında benim koyduÄŸum ölçülere tabi olacaksın, bunu içine sindir” diyerek geliyor. Türkiye bunun gerilimlerini yaÅŸadı, benzeri hemen tüm Ä°slam ülkelerinde aynı gerilim yaÅŸandı. Müslümanların siyasette “özgün” bir giriÅŸimde bulunmaları, bu sistem yapılanmasını, Müslüman toplumun Ä°slam’a göre bir hayat tanzimi yapabilmeleri beklentisini karşılamak amacıyla deÄŸiÅŸtirme hedefini güdüyor. Hedef nedir? Belki en azından toplumsal yapının “Ä°slam’a raÄŸmen, Ä°slam’a aykırı” biçimde oluÅŸmamasıdır. DeÄŸilse, kurulu düzenle, hatta devletle Müslüman toplum iliÅŸkileri gerilime giriyor, bununla baÄŸlantılı tüm alanlar, demokrasi, hukuk, eÄŸitim vs problemli hale geliyor.

Bu konu, 25 milyon gibi önemli Müslüman nüfusa sahip Batılı ülkeler için bile sorun durumunda.

GannuÅŸi gibi bir Müslüman entelektüel, bir Müslümanın kendi hayatına baktığında, Ä°slam’ın ana ölçüleri ile arada doÄŸan açı farkını görmezden gelemeyeceÄŸini bilir. DoÄŸan her açı farkının Müslümanın kalb aleminde bir kimlik sorgulamasına yol açacağını bilir? “Benim Müslümanlığım, Kur’an’ın ve Rasulullah’ın tarif ettiÄŸi Ä°slam’la ne kadar uyuÅŸuyor ve bendeki aşınmanın sebepleri neler” sorusu, Müslümanın ihmal edemeyeceÄŸi bir sorudur.

Böyle bir sorgulamanın sonucunda, ya “Ben ne yapabilirim ki” diyerek kurulu düzen karşısında siner ve her türlü dönüşüme razı hale gelir ya da “Demokrasi bana da sistemi deÄŸiÅŸtirme hakkı tanıyor, bu yönde gayret edeceÄŸim” diyerek mücadele eder.  

“Ä°slam’ın kuralları var ve ben o kurallara göre yaÅŸamak istiyorum” diyen, diyelim yüzde ÅŸu kadarlık bir toplum kesiminin bu talebini “demokratik sistem”de kim ve hangi gerekçe ile engelleyebilir?

Bu soruyu sormak kolay ama karşılığını üretmek kolay değil. İslam dünyasında şu anda yaşanan ve zaman zaman darbeleri gündeme getiren sancının ana ekseni de bu. Konu üzerinde düşünmeye devam edeceğiz.

Bu akÅŸam ilk teravihle ve ilk sahurla Ramazan’la buluÅŸuyoruz. Ramazan’ın tüm insanlık için hayırlarla gelmesini niyaz ediyorum.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.